Sutyeni doğru kullanmak gerekir!

-
Aa
+
a
a
a

İngiliz Observer Gazetesi'nde "Sutyen sırt ağrısı yapıyor" başlıklı bir haber çıkmıştı 3 Ekim 1999’da. Haberi kesip, önüme koymuştum, çünkü yıllardır anlatmayı denediğim "Doğru içgiyimi, doğru yerde ve doğruzamanda kullanın” konusu hakkında yeni bir yazı yazmak için bir neden olabilirdi bu haber.

Sutyen, tüm içgiyim ürünleri arasında, korseler ile birlikte özelliği olan bir üründür, üretimi ciddi bir bilgi birikimini ve teknolojiyi gerektirir, hatta daha da ileri gidip, sutyen üretiminin "mühendislik kadar derin" bir bilgiyi gerektirdiğini de söyleyebiliriz.

Ama, gerek fiyat tutturmak ve pazardan pay kapmak için, gerekse, "ben yaptım oldu" mantığı ile pek çok sutyen ve korse üretilmekte,

İlnur Şan, fotoğraf Süha Kendiroğlu
sonuçta da piyasaya olur olmaz pek çok ürün çıkarılmaktadır. Bu ürünlerin, bir de bilinçsiz tüketimi başlayınca, pek çok sağlık sorunu da birlikte ortaya çıkıyor.

Bundan bir kaç yıl öncesinde, meme kanseri sonucunda sol memesi alınmış bir hanım bana başvurduğunda, anlaşılmaz bir biçimde, ameliyattan beri topallamaya başladığından söz ediyordu. Alınan kanserli memesi ile yürüyüşü arasındaki ilişkiyi kuramamış olan bu hanım, çözümsüzlük içinde bunalmıştı.

Kendisine, var olan memesi büyüklüğünde bir silikon dıştan takma meme kullanmasını önerdim, bu iki memeyi de, geniş askılı ve tam kavrayan boneleri olan (full cup) bir sutyen ile korumasını önerdim, ancak sutyenin askılarını nasıl ayarlayacağını da gösterdim, yani askılar omuzları kesmeyecek şekilde ayarlanacak, ancak memelerin boşluktaymış gibi sallanmasını da önleyecek şekilde gerilecekti.

"Kısa süreli" giyilen ürünler (Chantelle)

Bu öneriyi uyguladığından beri, bu hanımın hiç bir sorunu kalmadı, öte yandan dış görüntüsünü de düzeltebildiği için, ameliyat sonrası, estetik kaygıları da ortadan kalkmış oldu. Kendisine olan güveni geri geldi.

Bugün vitrinlere baktığınız zaman, pek çok marka ve pek çok biçimde sutyen bulabilirsiniz, bunlar şekil, kumaş ve görüntü olarak birbirinden çok farklı oldukları gibi, fiyat olarak da pek farklıdırlar.

Ancak "pahalı sutyen doğru sutyendir" diye bir kural olmadığını öncelikle belirtmekte yarar vardır.

Örneğin, İtalyan markalı sutyenler, genellikle çok güzel görüntülü ve pahalı olurlar, ancak İtalyanların ürettikleri sutyenlerin vücuda oturmaları (fitting), bone-beden (cup-size) ilişkileri dünyada en iyiler arasında yer almaz.

İtalyanların ürünleri daha çok, kısa zaman ve “aksesuar” olarak kullanılan ürünlerdir. Nitekim bugün İtalya da doğru ve yapılandırılmış içgiyim ürünlerini ithal etmeye, bu işi doğru yapan firmalardan almaya başlamışlardır.

Demem o ki, içgiyim ürünlerinin tümünde olduğu gibi, sutyende de, "kullanım değeri" ve “kullanım süresi” çok önemlidir.

Bugün, çeşitli adlar (Wonderbra, Magic Bra, Ultra Bra vb.) ile piyasaya verilmiş olan push-up (memeyi iten) sutyenler vardır, bunlar, bütün gün giyilmek için üretilmiş sutyenler değildir, bir kaç saati aşan kullanımlarda, vücudun olağan halini zorladıkları için, çeşitli ağrı ya da sızılara neden olmaları da olasıdır.

Ancak kadınların, moda ile olan kopmaz ilişkileri bu sutyenlerin kullanımlarını da engelleyemez, elbette kullanacaklardır, memelerin gösterilmesinin bunca moda olduğu bir ortamda, push-up sutyenlerin kullanılmamasını önermek bile komik olur. Ancak, bu sutyenlerin içindeki yastıkların kalın ve sert olmaları yerine, bugünlerde piyasaya verilemeye başlanan likit yastıklı push-up sutyenler daha çok ilgi görmeye başlayabilir.

Tasarımıyla altın madalya kazanan "Büyülü Sutyen"

Kuşkusuz bu likit yastıklı push-up sutyenlerin de doğru olanları ile, alel hesap yapılmış olanlarını da birbirleri ile karıştırmamak gereklidir. Örneğin bugün gerek Avrupa ve Amerika piyasalarında, gerekse Türkiye'de çeşitli adlarla (Water Bra, Magic Bra, H 2OPlus vb) piyasada olan "su sutyenlerinin” bonelerinin de yumuşak olmasına dikkat etmek gerekir, aksi halde yine uzun süreli giyim olanağı ortadan kalkar.

Dünyanın çeşitli, yoğun sutyen tüketen ülkelerinde yapılmış araştırmalar, kadınların ortalama %75'ini aşan oranda bir bölümünün kendi beden bilgilerini (ölçülerini de) bilmedikleri ortaya çıkarıyor.

Örneğin, bir sutyen ile rahat eden bir kadın, o sutyenin etiketini kesip, kullanmakta olduğu sutyeni eskiyince, gidip aynısını hiç denemeden, kesmiş olduğu etiketi göstererek alıverir, ardından da

bunca zaman rahat etmiş olduğu sutyenin, yenisi ile neden bu kere rahat edemediğine şaşar.

Nedenler farklı olabilir:

Kadının kilosu değişmiştir, kilo ile memenin de ölçüsü değişir Kadın spor yapmaya başlamıştır, göğüs kafesi genişlemiştir, yani sutyen ölçüsü yine farklıdır Adet günlerindedir, memeler olağandan fazla şişmiştir vb.

Bu nedenledir ki, kadınlara, sutyenlerini depo etmemelerini öneriyorum, sutyen sürekli olarak alınması gereken bir giyim ürünüdür.

Hele günümüzde, sutyenin gösterilmesi ya da transparan giyimlerden görünmesi iyice moda iken, her gün değişen modaya göre sutyen almanın da tadını çıkartmak gerekir. Ayrıca, her fırsatta anlattığım gibi, kadınlar sutyeni rahat zamanlarında ve ne koşulda olursa olsun deneyerek almalıdırlar.

Sutyenin hangi amaç ile alındığı da çok önemli bir sorudur. Yani sürekli kullanım için mi yoksa şıklık, bir elbiseyi tamamlamak için mi alınmaktadır sutyen?

Bugün, sürekli kullanım için üretilen sutyenlerde hafif dolgulu askılar kullanıldığı gibi, omuzda genişleyen özel askılar da kullanılmaya başlanmıştır.

Piyasada, özellikle büyük memeli kadınların memelerini küçük

Yanlış sutyen, pek çok ağrının kaynağı olabilir

göstermeleri için satılmakta olan Minimizer sutyenleri alırken çok dikkat etmek gerekir, çünkü bu sutyenlerin askılarının hiç esnememesi gerekir, ancak bu yolla, memenin rahatsız edilmeden küçük gösterilmesi sağlanabilir.

ABD'de Warners firmasının bulmuş olduğu bir teknoloji ile geliştirilen bu sutyenlerin, bugün piyasada pek çok benzerleri bulunmaktadır, ancak alırken bir içgiyim uzmanına danışmalı ve doğru Minimizer bulunmalıdır, aksi halde yanlış askı ve yanlış kumaş kullanımı ile üretilmiş olan Minimizer sutyen memeye baskı yapacaktır, bu nefes darlığından tutun da, göğüs kafesinde ağrılara kadar pek çok şikayetin kaynağı olabilir.

Sutyenin tasarım tekniğinde pek çok farklı öğe vardır, bunların en önemlisi sutyenin hangi amaç ile kullanılacağı sorusunun sorulması ile ortaya çıkar.

19. yüzyılda bir korse

İçgiyim tarihine baktığımız zaman, kadınların belli dönemlerde vücutlarını belli şekillere sokmak için “sıkıntılara da evet” dedikleri görülmektedir, örneğin bellerin iyice inceldiği dönemlerde kullanılan korseler, beli terbiye etmek amacıyla günlerce çıkartılmamakta ve vücudun yeni şeklini kabul etmesi için beden zorlanmaktadır.

Bu konuda pek çok bilgi ve fotoğraf internette CORSETERIUM başlıklı web zincirinin sayfalarında bulunabilir.

Sutyenin tasarımında, kadını rahat ettirecek her hangi bir püf noktası var mıdır?

Evet, vardır !...

Sutyeni tasarladıktan sonra, onun yapımı aşamasında çok titiz davranmak gereklidir.

Bu da kadınların hiç birisinin, bir biri ile aynı olmadığı düşüncesine alışarak olur, doğru parametrelerin bulunarak, sutyenin hangi tarz kadınlara ve hangi amaçla tasarlandığının çok iyi bilinmesi gerekir.

Yani push-up bir sutyeni 36B ölçüsünden daha büyük yapmanın, askılarını genişletmenin, yan panallerine balenler koymanın bir anlamı yoktur. Aynı Minimize bir sutyeni 32B ölçüsünde yapmak gibi.

Yapılmıyor mu bunlar, elbette yapılıyor, ancak bu tür ürünler salt ticari kaygılarla üretilmektedir.

Dünyanın çeşitli ülkelerine, farklı coğrafyalara üretim yapmakta olan kuruluşlar, üretimin gönderileceği ülkenin biçimine göre değerlendirme yapmalı, o ülkedeki kadınların genel davranış biçimlerinden tutun da fizyolojik özelliklerine kadar hepsini incelemelidirler.

Bir içgiyimcinin, bugünün ortamında kültürel farklılıklara bakması, fizyoloji bilmesi, sosyal ve kültürel antropoloji ile ilgilenmesi, sanat ile iç içe yaşaması, bilimsel verilerle donatılması doğru tasarımın oluşması için ön koşul olmuştur.

Örneğin, Wolford Avusturya firmasının, son derece derinlemesine bir araştırmanın sonucunda hazırlanmış olduğu anlaşılan içgiyim koleksiyonlarına baktığımız zaman, tüm kadınlara değil de “Wolford’un tanımladığı kadınlara” üretim yapıldığı açıkça gözleniyor. Bu da kuşkusuz çok ciddi bir araştırma sürecinin sonuçlarını gösteriyor.

Öte yandan Triumph Int. firmasının çok geniş ürün yelpazesine rağmen, firma yapılandırılmış ürünler (sutyenler) piyasasının önde gelenleri arasında yer alabiliyor.

Chantelle, bir Fransız klasiği

Fransızların geleneksel markası Chantelle “Fransız Klasiği”olmaktan kendisini kurtaramadığı için ister istemez bir başka marka ile, daha genç ürünleri piyasa sürmek zorunda kaldı. Passionata markasının doğumu da böyle olmuştur. Chantelle grubu, Fransız iç piyasasındaki “ucuz” pazarı da kaçırmamak için “Darjeling” adlı zincir mağazalar açmaya da başlamıştır.

İtalyanların ünlü La Perla markası ise bir aksesuar olduğunun bilinciyle hızla “moda evi” olma yoluna girip, “kendi kadınını” tanımlamaya çalışıyor.